Bu, web sitemiz Yöremize ait doğal organik yöresel ürünleri satışını planladığımız; www.buradahepsiorganik.com
Hazırlık aşamasında şimdilik test amaçlı bir demo mağazasıdır site tamamlanana kadar hiçbir sipariş yerine getirilmeyecektir. İRTİBAT buradahepsiorganik@gmail.com Kapat
İnebolu ilçesinin Evrenye Köyü’nden gelen Lazoğlu Evrenyeli Tüccar Osman Reis’in yaptırdığı tarihi Tüccarın Çeşmesi, Resmi Gazete’de yayınlanan kararla kültür varlığı olarak koruma altına alındı.
Sakarya’nın Karasu ilçesinde üç mahallenin birleştiği noktada yer alan ve tarihi 1925 yılı öncesine dayanan İnebolu ilçesinin Evrenye Köyü’nden gelen Lazoğlu Evrenyeli Tüccar Osman Reis’in yaptırdığı tarihi Tüccarın Çeşmesi, Resmi Gazete’de yayınlanan kararla kültür varlığı olarak koruma altına alındı. Çeşmeyi yaptıran Tüccar’ın torunları ise, sokağa dedelerinin isminin verilmesini istediklerini belirtti.
Karasu Vergi Dairesi’nden Kuzuluk Mahallesi’ne çıkan Yunus Emre Caddesi üzerinde bulunan tarihi çeşme, 18 Mart 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan karar göre kültür varlığı olarak tescillendi. Eski yıllarda Tüccar’ın Yokuşu olarak bilinen cadde üzerinde üç mahalleyi birleştiren Tüccarın Çeşmesi, resmi kararla taşınmaz kültür varlığı sayıldı.
Tüccar’ın torunlarından olan Karasulu eğitimci Veysel Mustafa Saka bir yıl önce tesil işlemleri için başvuru yapmıştı. Sakarya Müze Müdürlüğü uzmanları tarafından hazırlanan raporda 2683 sayılı kanuna göre taşınmaz kültür varlıklarından olduğu belirtilen yapı ve bulunduğu alan 2. grup koruma alanı olarak belirlendi. Karara göre çeşmenin yapısına uygun restorasyon çalışması düzenlenmesi için proje oluşturulacak.
CADDEYE ADI VERİLMELİ
“Burası, 1925 yılı öncesinde yapılmış Karasu’nun ilk sokak çeşmesidir. Yapan kişi de Kastamonu ili İnebolu ilçesinin Evrenye Köyü’nden gelen Lazoğlu Evrenyeli Tüccar Osman Reis’tir” diyen Veysel Mustafa Saka, Karasu Haberleri ve Öncü Karasu’ya yaptığı açıklamada “Bugün Yunus Emre Caddesi olan cadde, o yıllarda Tüccar’ın Caddesi olarak biliniyordu. Çeşme de İncilli, Kabakoz ve Kuzuluk mahallelerini birleştiren dikkat çeken bir noktada yer alıyor. Eskiler için bu çeşme adres tarifi yapılan, buluşma noktası olan önemli bir yerdi” diye konuştu.
Saka, “Bir yıl önce, bu tarihi çeşmenin tescillenmesi için gerekli başvuruları başlattık. Bugün de neticelendi. Dileriz ki restorasyon yapılır ve çeşmeye su verilir, tekrar vatandaş buradan faydalanmaya başlar. Halkın Tüccar’ın bayırı dediği bu caddeye Evrenyeli Tüccar Osman Reis isminin verilmesini de temenni ediyoruz” diyerek beklentilerini dile getirdi.
İnebolu ilçesi’ne bağlı olan Evrenye Köyü, doğal güzellikleri ve tarihsel varsıllıklarıyla dolu bir yerdir.
Kastamonu il Merkezi’ne 100 km, İneboluİlçe Merkezi’ne 12 km uzaklıktadır.
Evrenye Köyü‘nün “gizli cennet” olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Köyün adı, Ahi Evran‘ın oğlu Enver Bey‘in burada yerleşmesiyle Evrenye olarak değiştirilmiştir. Köydeki Evren Baba Türbesi, zamanla kaybolmuş olsa da köyün tarihini yansıtan önemli bir olgudur.
Büyük gezgin Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde köyün güzelliğini ve tarihini anlatmıştır.
Köyde kadınlar plajı bulunur ve bu plaj, kadınların rahatça denize girebilmelerine olanak tanır.
Özellikle peştamal ve beyaz başörtüsü, buradaki kadınları öteki köylerden ayırır.
Evrenye Köyü‘ne yakın konumda bulunan Dibek Köyü‘nde üretilen Evrenye bıçakları ünlüdür. Keskinlikleri ve el işçiliği ile öne çıkar. Köy halkının geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve arıcılığa dayanır.
Her cuma günü kurulan köy pazarında el işi ürünler, doğal sebzeler ve yemişler bulabilirsiniz.
Ağustos ayının ilk pazar gününde de geleneksel şenlikler düzenlenir. Bu etkinliklerde türlü yemekler ve etkinlikler sunulur.
Köyün lezzetleri arasında kulaklı makarna, kara tarhana ve deniz ürünleri de bulunur.
Evrenye Köyü, hem doğal güzellikleri hem de tarihsel dokusuyla Karadeniz‘in saklı cennetlerinden biridir.
Kastamonu’da bu köyde evler milyonluk oldu: Kastamonu’nun En Güzel Köyü
Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde yer alan Evrenye, Kastamonu’nun sahildeki en güzel köylerinden biri. Yazın bir çok yerli ve yabancı turistin akın ettiği bu köydeki tarihi İnebolu evleri, milyonluk değeriyle dudak uçuklatırken, satılık yada boş ev bulmakta pek mümkün değil.
Doğanın Kucağında Huzur
Karadeniz’in doğal güzellikleriyle süslü kıyılarından biri olan Kastamonu’nun İnebolu ilçesine bağlı Evrenye Köyü, hem tarihi dokusu hem de eşsiz doğasıyla dikkat çeken huzur dolu bir yaşam alanı olarak öne çıkıyor. Eski adıyla “Gemiciler” olarak bilinen bu köy, doğaseverlerin gözünden kaçmayan, sakinlik arayanların ise uğrak noktası haline gelen bir yerleşim yeri. Yaklaşık 100 kilometre mesafede bulunan Kastamonu şehir merkezine yakınlığı sayesinde kolayca ulaşılabilen Evrenye, doğa ile iç içe zaman geçirmek isteyenler için adeta bir kaçış noktası.
Evrenye Köyü, Karadeniz kıyısındaki konumu sayesinde yıl boyunca nemli bir iklime sahip. Bu da bölgeyi dört mevsim boyunca yemyeşil tutuyor. Özellikle yaz aylarında denizden gelen serin esintiler, köyü ferahlatırken; kışın ise sisli ve gizemli atmosferi ile büyüleyici bir görüntü sunuyor. Doğayla baş başa kalabileceğiniz yürüyüş yolları, sahil boyunca toplanan taşlar ve kuş cıvıltıları eşliğinde geçen anlar, ruhunuza iyi gelecek bir deneyim sunuyor. Evrenye’nin sunduğu bu doğal denge, her mevsim farklı bir güzelliğe ev sahipliği yapıyor.
Tarihi Derinlikleriyle Evrenye
Köyün tarihi, adının Ahi Evran’ın oğlu Enver Bey’den geldiği rivayetiyle başlıyor. Osmanlı döneminden izler taşıyan bu yerleşim, zaman içinde kültürel kimliğini koruyarak bugüne ulaşmış. Özellikle Evren Baba Türbesi, köyün manevi mirasının önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin de seyahatnamesinde yer verdiği köylerden biri olan Evrenye, tarihi boyunca birçok medeniyete tanıklık etmiş olmanın verdiği zenginlik ile kültürel açıdan da değer taşıyor.
Kültürel Miras: El Sanatları ve Meşhur Evrenye Bıçakları
Evrenye yalnızca doğasıyla değil, kültürel üretimleriyle de adından söz ettiriyor. Komşu Dibek Köyü’nde geleneksel yöntemlerle üretilen Evrenye bıçakları, estetik tasarımı ve sağlam yapısıyla yıllardır ününü koruyor. Bu el işçiliğine dayalı üretim, bölgenin kültürel mirası olarak hâlâ yaşatılıyor. Ayrıca köyde yaşayan halk, geçimini tarım, hayvancılık ve arıcılıkla sağlıyor. El yapımı reçeller, ballar ve doğal sebzeler, hem ekonomik hem de otantik bir alışveriş deneyimi sunuyor.
Sosyal Hayatın Renkli Yüzü: Evrenye Şenlikleri
Evrenye’de sosyal yaşam, her yıl Ağustos ayının ilk Pazar günü düzenlenen geleneksel şenliklerle canlanıyor. Halk oyunları, yerel müzikler ve yöresel lezzetlerin sunulduğu bu etkinlik, hem köy halkını hem de çevre il ve ilçelerden gelen ziyaretçileri bir araya getiriyor. Şenlikler, köyün sosyal dokusunu güçlendirirken aynı zamanda kültürel bağları da pekiştiriyor.
Doğaya Dönüş İçin İdeal Bir Durak
Modern hayatın karmaşasından uzaklaşıp doğaya sığınmak isteyenler için Evrenye, sakinliği ve doğallığıyla öne çıkan bir destinasyon. Burada zaman yavaş akar, insanlar doğayla uyum içinde yaşar. El yapımı ürünlerin satıldığı köy pazarlarında alışveriş yapabilir, orman yürüyüşleriyle bedeninizi ve ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Kastamonu’nun bu saklı köyü Evrenye, hem tarihiyle hem doğasıyla hem de kültürel zenginlikleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Sessizliği, sadeliği ve huzur veren atmosferiyle Evrenye, unutulmaz bir köy deneyimi yaşamak isteyen herkese kapılarını aralıyor. Kaynak Haber
100 yaşını aşan insanların beslenme alışkanlıkları incelendi ve dört ortak besin öne çıktı. Bu besinler, uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırlarını taşıyor.
Fasulye, tatlı patates, zeytinyağı ve yaban mersini gibi gıdalar, yaşlanmayı geciktiren ve vücut sağlığını koruyan temel besinler olarak dikkat çekiyor.
European Food Safety Authority ve MDPI yayımlanan araştırmalara göre 100 yaşını geçen bireylerin sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmelerine katkı sağlayan 4 besin belirlendi.
Uzun ömrün anahtarı 4 besin
Fasulye: Özellikle Akdeniz ve Okinawa diyetlerinde sıkça tüketilen fasulye türleri, yüksek lif ve bitkisel protein içeriğiyle dikkat çeker. Fasulye, kalp sağlığını destekler, bağırsak sağlığını iyileştirir ve düşük kalorili bir protein kaynağı olarak uzun yaşamla ilişkilendirilmiştir.
Tatlı Patates: Japonya Okinawa’da uzun ömürlü insanların diyetinde temel bir besin olan tatlı patates, düşük glisemik indeksi, yüksek antioksidan içeriği ve beta-karoten açısından zenginliğiyle bilinir. Bu besin, bağışıklığı destekler ve kronik hastalık risklerini azaltır.
Zeytinyağı: Özellikle Akdeniz diyetiyle özdeşleşen zeytinyağı, sağlıklı yağlar açısından zengindir ve kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı olur. Araştırmalar, zeytinyağının anti-enflamatuvar etkiler gösterdiğini ve beyin sağlığını desteklediğini ortaya koymuştur.
Yaban Mersini: Yüksek antioksidan içeriği ile bilinen yaban mersini, yaşlanma karşıtı özellikleri ve hücre hasarını onarıcı etkileriyle uzun yaşamın bir parçası olarak gösterilmektedir. Yaban mersini tüketiminin özellikle beyin sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu bulunmuştur
Beypazarı Ticaret Odası, Antalya’da düzenlenen Yöresel Ürünleri Fuarı (YÖREX)’nda yer alarak bölgenin zengin kültürel ve gastronomik mirasını tanıttı.
Beypazarı Ticaret Odası, Antalya’da düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX)’nda yer alarak bölgenin zengin kültürel ve gastronomik mirasını tanıttı. Beypazarı Ticaret Odası Başkanı İrfan Çelik, fuar kapsamında kurulan tanıtım standında ziyaretçileri ağırladıklarını ve Beypazarı’nın özgün ürünlerini sergilediklerini belirtti.
Fuarda öne çıkan ürünler arasında özellikle coğrafi işaret tesciline sahip Beypazarı kurusu ve havuç lokumu büyük ilgi gördü.
Coğrafi İşaret Tescilli Ürünler Tanıtıldı Başkan İrfan Çelik yaptığı açıklamada, fuarda yer almalarının temel amacının yöresel ürünlerin ve coğrafi işaretli ürünlerin ticarete kazandırılmasını sağlamak olduğunu ifade etti. Çelik, “Yöresel ürünlerimizin ve coğrafi tescilli ürünlerimizin ticarette daha fazla yer bulmasını ve tüketilmesinin yaygınlaşmasını amaçlıyoruz. Ayrıca, bu ürünlerin katma değerini artırarak bölge ekonomisine daha fazla katkı sağlamak istiyoruz” dedi.
Beypazarı’nın Lezzetleri Fuarın Gözdesi Oldu Fuarda tanıtılan Beypazarı kurusu, geleneksel yöntemlerle üretilen ve yıllardır bölgenin simgesi haline gelmiş bir lezzet. Sert yapısıyla bilinen ve çayla birlikte tüketilen Beypazarı kurusu, coğrafi işaret tescili sayesinde Beypazarı’nın adını ulusal ve uluslararası arenada duyurmaya devam ediyor.
Havuç lokumu ise Beypazarı’nın en bilinen tatlılarından biri olarak fuar ziyaretçileri tarafından büyük beğeni topladı. Özellikle hem sağlıklı hem de lezzetli olması sebebiyle geniş bir kitleye hitap ediyor.
Yöresel Ürünlerin Ekonomiye Katkısı Coğrafi işaretli ürünlerin ve yöresel lezzetlerin ticari açıdan büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan İrfan Çelik, “Bu tür ürünlerin tanıtımını yaparak yerel üreticilerimizin daha fazla kazanç elde etmelerini sağlıyoruz. Yöresel ve coğrafi işaretli ürünler, hem bölge ekonomisine katkı sağlıyor hem de yerel kültürümüzü koruyarak gelecek nesillere aktarmamıza yardımcı oluyor” şeklinde konuştu.
YÖREX Fuarı ve Beypazarı’nın Rolü YÖREX, Türkiye’nin dört bir yanından gelen katılımcılarla yöresel ürünlerin tanıtıldığı ve ticaretin teşvik edildiği bir platform olarak dikkat çekiyor. Beypazarı gibi kültürel açıdan zengin bölgeler, fuar aracılığıyla hem yerel halkın hem de turistik bölgelerin taleplerine cevap verebilecek bir üretim ve pazarlama altyapısı oluşturuyor. Beypazarı Ticaret Odası da bu fuarda yer alarak, bölgenin markalaşma sürecine katkı sağlıyor ve yöresel ürünlerin bilinirliğini artırıyor.
Fuara Katılımın Önemi Başkan Çelik, fuara katılımın sadece ürün tanıtımı açısından değil, aynı zamanda üreticiler için pazar bulma ve iş bağlantıları kurma açısından da önemli olduğunu vurguladı. “Fuara katılım, üreticilerimizin ürünlerini daha geniş kitlelere ulaştırmalarına yardımcı oluyor. Böylece yerel üreticilerimizin gelirlerini artırmalarına destek oluyoruz” dedi.
Beypazarı Ticaret Odası’nın YÖREX’teki varlığı, Beypazarı’nın zengin yöresel ürünlerini ve kültürel mirasını daha geniş bir platformda tanıtma fırsatı sunuyor. Bu çabalar, yerel üreticilere ekonomik fayda sağlarken, yöresel ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarda hak ettiği değeri görmesine de katkı sunuyor.
Öğrenciler tarafından üretilen ekmekler, okullar ve pansiyonları ile çorba evlerine dağıtılıyor.
AKSARAY’da Necmiye- Mehmet Yazıcı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin Yiyecek ve İçecek Bölümü öğrencileri, okulda kurulanekmek fırın atölyesinde her gün 5 bin adet ekmek üretiyor. Öğrenciler tarafından üretilen ekmekler, okullar ve pansiyonları ile çorba evlerine dağıtılıyor.
Necmiye-Mehmet Yazıcı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, 2 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı‘nın hayata geçirdiği ‘Okullarımız Üretiyor’ projesi ile ekmek fırını atölyesi kuruldu. Yiyecek ve İçecek Bölümü’ndeki öğrenciler, 6 öğretmen eşliğinde, fırında günlük 5 bin ekmek üretiyor. Dönüşümlü olarak ekmek üreten öğrenciler hem meslek öğreniyor hem de ayda biner lira kazanıyor.
‘ÖĞRENCİLERİMİZ NÖBETLEŞE USULÜ ÇALIŞMAKTA’
Okul Müdür Yardımcısı Emrah Büyük, 2 yıl önce ekmek üretim atölyemizi açtık. Yaklaşık 10 okulumuza ve pansiyonları ile Aksaray Belediyemizin çorba evlerine ekmek üretiyoruz. Aynı zamanda Sosyal Yardımlaşma’nın da ekmeğini üretmekteyiz. Günlük ortalama 5 bin paketli roll ekmek üretmekteyiz. İsteğe göre döner ekmeği veya somun ekmek de üretimimiz bulunmakta. 6 alan öğretmeniyiz. Toplamda yaklaşık 200 öğrencimiz bulunmakta.
Öğrencilerimiz, bu ekmek üretim atölyemizde ekmeğin nasıl yapıldığını, neler kullanıldığını öğrenmekte; hem kendi bütçelerine katkı sağlamaktalar hem de ekmek üretiminde faaliyette bulunmaktadırlar. Öğrencilerimiz nöbetleşe usulü çalışmaktalar. Bu sayede çalışan öğrencilerimiz aylık ortalama bin lira gelir elde ediyor dedi.
‘İLERİDE BİR FIRIN AÇMAYI DÜŞÜNÜYORUM’
10’uncu sınıf öğrencisi Ayşegül Talay, okuldan mezun olduktan sonra fırın açmayı düşündüğünü belirterek, Ürettiğimiz ekmekleri, okulların pansiyondaki öğrencilere gönderiyoruz. Yaptığımız ekmeklerden ek gelir elde ediyoruz. Hem harçlığımızı çıkartıyoruz hem de okulumuza devam ediyoruz. Okulumuzda 600 civarı öğrenci var ve yaptığımız ekmekleri okuldaki arkadaşlarımıza da tattırıyoruz. Onlar da tadından gayet memnun, hocalarımıza da aynı şekilde tattırıyoruz. Mezun olduğunuz da ustalık belgesi alıyorsunuz, diploma alıyorsunuz. Kendinize ait iş yeri açabileceğiniz bir belgeniz oluyor. O yüzden güzel avantajları olduğunu düşünüyorum. Ben de aldığım belgelerle ileride bir fırın açmayı düşünüyorum diye konuştu.
Dünya çapında yapılan bir araştırmada en çok çay tüketen ülkeler listelendi. Yıllık kişi başına düşen çay kilogram miktarı belli oldu.
TÜRKİYE YILDA KİŞİ BAŞI ÇAY TÜKETİM MİKTARIMIZ: 3.16 KİLOGRAM
Çay, dünya genelinde en çok tüketilen içeceklerden biri olarak öne çıkarken, birçok kültürde de özel bir yere sahiptir. Tarih boyunca sadece bir içecek olmanın ötesine geçen çay, sosyal etkileşimlerin, ritüellerin ve doğal günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre Türkiye 1.sırada.
Sabah kahvaltısından akşam sohbetlerine kadar her anın vazgeçilmezi olan çay, birçok ülkenin günlük yaşamında önemli bir rol oynuyor.
İşte dünyada çay tüketim oranları…
33) MEKSİKA | 0.14 KİLOGRAM 32) İTALYA | 0.14 KİLOGRAM 31) İSPANYA | 0.15 KİLOGRAM 30) GÜNEY KORE | 0.17 KİLOGRAM 29) BREZİLYA | 0.18 KİLOGRAM 28) FRANSA | 0.20 KİLOGRAM 27) ARJANTİN | 0.21 KİLOGRAM 26) ABD | 0.23 KİLOGRAM 25) NORVEÇ | 0.27 KİLOGRAM 24) İSVEÇ | 0.29 KİLOGRAM 23) HİNDİSTAN | 0.32 KİLOGRAM 22) SİNGAPUR | 0.37 KİLOGRAM 21) ENDONEZYA | 0.46 KİLOGRAM 20) KANADA | 0.51 KİLOGRAM
19) ÇİN | 0.57 KİLOGRAM 18) ALMANYA | 0.69 KİLOGRAM 17) BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ | 0.78 KİLOGRAM 16) AVUSTRALYA | 0.75 KİLOGRAM 15) HOLLANDA | 0.78 KİLOGRAM 14) GÜNEY AFRİKA | 0.81 KİLOGRAM 13) SUUDİ ARABİSTAN | 0.90 KİLOGRAM 12) JAPONYA | 0.97 KİLOGRAM 11) POLONYA | 1.00 KİLOGRAM 10) MISIR | 1.01 KİLOGRAM
Tarım ve Orman Bakanlığının yaptığı kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükme bağlanmıştır. İşte taklit ve tağşiş listesi (4 Ekim 2024)
Taklit veya Tağşiş Yapılan Gıdalar Listesi Linki Tıklayınız
Tarım ve Orman Bakanlığının yaptığı kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesi gereğince; laboratuvar sonucuyla taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten/ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasının Bakanlık resmi internet sitesinde Bakanlıkça kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükmü yer almaktadır.
Bu kapsamda, taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşmiş ürünlere ait bilgiler aşağıda yer almaktadır. Örneğin : Farklı yağlar karıştırılan yağın zeytinyağı olarak piyasaya sürülmesi, peynire margarin katılması vb. Kamuoyunun bilgisine sunulur.
Bu acı biberlistesini okuduktan sonra hala denemeye cesaretiniz var mı?
Acı biber sever misiniz?
Peki, bu acı biberlerin, yalnızca en cesur kişilerin denemeye cesaret edebileceği kadar yakıcı olduğunu söylesek? İşte bu listedeki biberler, sıradan acı deneyimlerinin çok ötesinde! Scoville Acılık Birimi (SHU) ile ölçülen ve milyonları aşan acılık derecelerine sahip bu biberler, adeta ağızda volkan patlamasına sebep oluyor. Cesaretini topla, çünkü işte dünyanın en acı 7 biberi karşında…
1. Carolina Reaper
Scoville Acılık Birimi (SHU): 2.200.000 – 2.500.000 Dünyanın en acı biberi unvanını taşıyan Carolina Reaper, meyvemsi bir tatla başlasa da, kısa sürede dayanılmaz bir acıya dönüşüyor. Güney Karolina’nın bu ünlü biberi, Guinness Rekorlar Kitabı’nda bile yer alıyor!
2. Trinidad Moruga Scorpion
Scoville Acılık Birimi (SHU): 2.000.000 Adını şeklinin bir akrebi andırmasından alan bu biber, şekerli bir başlangıç yapar, fakat kısa sürede zehirli bir akrep gibi damakları yakar. Trinidad ve Tobago’dan gelen bu biber, yalnızca en dayanıklı bünyelere hitap ediyor.
3. 7 Pot Douglah
Scoville Acılık Birimi (SHU): 1.853.936 Koyu kahverengi rengiyle bilinen 7 Pot Douglah, bir tencere dolusu yemeği tek başına acı hale getirebilecek kadar güçlü! Bu biberin acılığı, herhangi bir yemeği alev topuna çevirebilir.
4. Komodo Dragon Pepper
Scoville Acılık Birimi (SHU): 1.400.000 – 2.200.000 İlk ısırıkta yanıltıcı derecede hafif bir tat bırakan bu biber, birkaç saniye sonra gerçek yüzünü gösterir ve acı patlaması yaşatır. İngiltere’de yetiştirilen bu devasa acı, adını Komodo ejderhasından alıyor.
5. Naga Viper
Scoville Acılık Birimi (SHU): 1.382.118 Üç farklı biberin birleşimi ile oluşturulan bu İngiliz hibriti, kalıcı bir acı mirası bırakıyor. Naga Viper, ilk denemede bile sizi pes ettirebilecek kadar kuvvetli!
6. Ghost Pepper (Bhut Jolokia)
Scoville Acılık Birimi (SHU): 1.041.427 Bir zamanlar dünyanın en acı biberi olan Ghost Pepper, Hindistan’ın sıcak ikliminden çıkmış bir korku simgesi. Bir ısırık aldığınızda gözleriniz yaşarabilir, boğazınız yanabilir ve “Keşke denemeseydim” diye düşünebilirsiniz.
7. 7 Pot Barrackpore
Scoville Acılık Birimi (SHU): 1.300.000 Trinidad ve Tobago’nun ateşli temsilcilerinden biri daha! Adını, bir tencere dolusu yemeği acı yapabilecek kapasitede olmasından alıyor. Bu biber, hızlı etkisi ve uzun süreli yanma hissi ile tanınıyor.
Bu listeyi okuduktan sonra hala denemeye cesaretiniz var mı?
YÖREX’te bu yıl, 72 kente özgü el emeği yöresel ürünler sergilenecek
Antalya, 16 yıl önce “Sizin oraların nesi meşhur?” sloganı ile başlatılan Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) bu yıl 72 kentin özgün ürünlerini sergileyecek. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı, fuarın başlangıcında Türkiye’de 109 coğrafi işaretli ürün olduğunu, bu sayının ise günümüzde 1.637’ye ulaştığını açıkladı. Ayrıca, yaklaşık 600 ürün başvurusunun kabul edildiği bilgisi verildi.
Yöresel ürünlerin değerini artırmak ve kırsal ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla düzenlenen YÖREX, bu yıl 13. kez 9-13 Ekim tarihleri arasında ANFAŞ Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
ATB Başkanı, fuar hakkında düzenlediği basın toplantısında önemli bilgiler paylaştı. Toplantıya Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş. (ANFAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı da katıldı.
ATB Başkanı, 2008 yılında yöresel ürünlerin ticarileşmesine destek vermek ve markalaşmayı sağlamak amacıyla YÖREX’in başlatıldığını belirtti. “Sizin oraların nesi meşhur?” sloganıyla tüm Türkiye’yi hedef aldıklarını ifade etti ve YÖREX’in ürünlerin markalaşması ve değer kazanması açısından sağladığı katkılara dikkat çekti. Ayrıca, Türkiye’deki coğrafi işaretli ürün sayısının artırılmasını hedeflediklerini dile getirdi.
Coğrafi işaret tescilinin ekonomik katkısının büyük olduğunu savunan Başkan, dünya genelinde 200 milyar dolarlık bir coğrafi işaretler pazarının bulunduğunu ve Türkiye’nin bu pazardan yeterince pay alamadığını aktardı.
Bu yılki fuarda 400 firmanın, 72 kent özelinde el emeği ve göz nuru ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sunacağını belirten Başkan, özellikle çocukların fuarda yer almasının önemini vurguladı. Çocukların bu ürünleri görmesi, tatması ve deneyimlemesi gerektiğini ifade etti.
ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı, YÖREX’in hem Antalya hem de Türkiye için büyük bir değer taşıdığını belirterek fuarın yaşatılmasının önemine değindi. Tüm Türkiye’yi YÖREX’e davet eden Bıdı, sağlıklı ve markalı ürünlerin tadılmasının gerekliliğini dile getirdi.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, YÖREX’in Antalya’nın marka değerine katkı sağladığını ifade ederken gazetecilerin fuarın gönüllü danışma kurulunda yer aldıklarını aktardı. Ayrıca, 2 milyon ziyaretçi hedefinin kent için önemli olduğunu vurguladı.
Son olarak, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı, fuarın Antalya’nın markası haline geldiğini ve ülke genelinde bilinirliğinin arttığını belirtti. YÖREX’in farkındalık yaratma amacını taşıdığını ve gelişimine katkı sağladıklarını kaydetti.